(AA) – Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK), internet sitesinden yapılan açıklamada, 1 Mayıs’tan itibaren bankalarca hesaplanması ve her ay sonu itibarıyla o aya ilişkin aylık ortalamasının mevduat bankaları için yüzde 100’ün, katılım bankaları için yüzde 80’in altına düşmemesine karar verilmiş olan AR’nin hesaplanmasına ilişkin değişikliğe gidildiği bildirildi.
Buna göre, 31 Mart itibarıyla bankaların mevduat hariç Türk Lirası (TL) mevduat ve yabancı para (YP) mevduatlarının toplamı 25 milyar liranın altında kalan bankalara 31 Aralık tarihine kadar süre tanındığı kaydedildi.
Açıklamada, AR’nin yeni düzenlemeyle birlikte pay kısmında yer alan “Krediler” kalemindeki, KOBİ kredilerinin, proje finansmanı kredilerinin ve ihracat kredilerinin hesaplamada 1,1 katsayısıyla ağırlıklandırılmasına, 3 aydan kısa vadeli kredilerin ise hesaplamada “Krediler” kalemine dahil edilmemesine karar verildiği ifade edildi.
Bankaların (kendi aralarında yaptıkları işlemler hariç) müşterileri ile yaptıkları TL cinsi repoların ve ihraç ettikleri 6 aydan kısa vadeli TL finansman bonolarını hesaplamada AR’nin payda kısmında yer verilen “TL Mevduat” kalemi altında değerlendirileceği belirtilen açıklamada, bankaların (kendi aralarında yaptıkları işlemler hariç) müşterileri ile yaptıkları YP cinsi repoların ise hesaplamada AR’nin payda kısmında yer verilen “YP Mevduat” kalemi altında dikkate alınacağı bildirildi.
Açıklamada AR’nin payda kısmının hesaplamasında “YP Mevduat” kalemi toplamının, YP kredilere kadar olan kısmına 1 katsayısı, YP kredileri aşan kısmına ise 1,75 katsayısı uygulanarak, AR formülünün revize edildiği kaydedildi.
Analistler, Kovid-19 salgını döneminde bankacılık sektörünün reel ekonomiyi kredilendirme faaliyetlerini etkin şekilde yerine getirmesini sağlamak amacıyla mayısta AR uygulamasına başlandığını, uygulamanın ilk ayında birkaç istisna dışında bankaların yapılan düzenlemeye başarıyla uyum sağladığını kaydetti.
Sözü edilen düzenlemenin arbitraj faaliyetlerine yönelik gerekli tedbirleri almak amacıyla uygulamaya konulduğunu ifade eden analistler, böylece normalleşme sürecinde bankaların tahvil alımına ilave olarak KOBİ’leri, ihracatçıları ve yatırım projelerini fonlamasının teşvik edildiğini, bankaları bilançolarındaki aktif-pasif kur dengesizliğini azaltmaya yönlendirdiğini belirtti.