Kategori arşivi: Ekonomi

IMF’ye göre enflasyon etkisiyle küresel ekonomik görünüm “iç karartıcı”

(AA)- IMF Araştırma Departmanı Ekonomisti Tryggvi Gudmundsson, “Küresel ekonomik büyümedeki yavaşlamaya” yönelik bir blog yazısı kaleme aldı.

Küresel ekonomi için beklentilerin geçen ay tahminlerden bile kötü olduğuna işaret edilen yazıda, buna sebep olarak Rusya-Ukrayna savaşı ve enflasyon etkilerinin aşağı yönlü riskleri artırması ile Çin’deki zayıf büyüme ivmesi gösterildi.

Yazıda, IMF’nin küresel ekonomi için 2023 büyüme tahminini yüzde 2,9’dan yüzde 2,7’ye indirdiği hatırlatılarak, son aylarda, G20 ülkelerindeki satın alma yöneticisi (PMI) endekslerinde kaydedilen istikrarlı bir kötüleşmeye işaret edildi.

“Küresel ekonominin karşı karşıya olduğu zorluklar çok büyük ve zayıflayan ekonomik göstergeler daha fazla zorluğa işaret ediyor.” değerlendirmesine yer verilen yazıda, mevcut siyasi ortamın “olağan dışı derecede belirsiz” olduğuna işaret edildi.

Blog yazısında, Avrupa’da enerji krizinin kötüleşmesinin büyümeyi ciddi şekilde engelleyeceği ve enflasyonu yükselteceğine vurgu yapılarak, gelecek aylarda birçok G-20 ekonomisinde daha fazla sıkılaşmanın beklendiği aktarıldı.

Arsa yatırımına artan ilgi kurumsal markaların iştahını kabartıyor

(AA) – Gayrimenkul sektörünün önde gelen markaları, en kârlı yatırımlar arasında gösterilen ve her geçen gün ilginin arttığı arsa satışlarından pay almak için bu sektöre adım atıyor.

Türkiye’de arsa satışlarına olan yüksek ilginin popülaritesini hiç yitirmemesi bu alandaki yatırımların karlılık oranını yükseltirken sektöre ilginin de artmasına neden oluyor.

Kovid-19 salgını sonrası insanların büyük şehirlerden uzaklaşmak istemesi, yüksek getiri sağlaması, düşük rakamlarla yatırım yapılabilmesi, konut fiyatlarında yaşanan artış nedeniyle daha düşük rakamlarla yatırım yapılabilmesi gibi sebeplerle arsa yatırımına olan yüksek ilgi devam ediyor.

Nitekim ocak-ekim döneminde konut satışlarındaki artış oranı yüzde 7,7 iken bu rakam arsa satışlarında yüzde 10,5 olarak gerçekleşti ve yılın 10 ayında ülke genelinde 469 bin adet arsa el değiştirdi.

Talebin yüksek olması suistimalleri de beraberinde getiriyor. Yüksek getiri sağlamak isteyen yatırımcılar zaman zaman kötü niyetli kimseler tarafından dolandırılabiliyor.

Arsaya olan talebin canlılığını ve bu alanda kurumsal marka sayısının çok az olmasını gören bazı şirketler son dönemde markalı arsa satışı için harekete geçti. Şirketler, yatırımcılara planlanmış, nitelikli, imarlı ve altyapısı tamamlanmış arsa projeleri sunmaya başladı.

“İnsanların yüzde 92’si en kârlı gayrimenkul yatırımının arsa olduğunu söylüyor”

Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, arsa yatırımı için 6-7 yıldır çeşitli araştırmalar yaptırdıklarını belirterek, “Yatırımcı gözüyle arsa yatırımını analiz ediyoruz. Yaptırdığımız araştırmanın sonuçlarına göre insanların yüzde 92’si arsanın en kârlı gayrimenkul yatırımı olduğunu söylüyor. Arsa almış yatırımcıların da yüzde 80’den fazlası tekrar arsa yatırımı yapmak istiyor.” dedi.

Finansal veya emtia yatırımları ile uzun vadede karşılaştırıldığında hep en karlı yatırımın arsa olduğunun görüldüğünü dile getiren Timur, doğru yerde arsaya yatırım yapıp kaybedeni hiç görmediğini söyledi.

Timur, arsa yatırımında ev ve iş yerinden farklı olarak daha detaylı bir araştırma yapılması gerektiğine dikkati çekerek, “Nitekim arsa yatırımında kadastro, imar, altyapı, değer artışı gibi sorgulamaların dikkatli yapılması önemli. Bir arsa yatırımı Nef Arsa ile yapıldığında, arsanın altyapısı ve gelecekteki yaşam biçimi de önceden belirleniyor; uzmanlarca hazırlanan bir ana yerleşim planı sayesinde arsa üzerindeki yaşamın nasıl olacağı en baştan belli oluyor.” diye konuştu.

“Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar ulaşılabilir fiyatlarla yatırım yapmak istiyor”

Erden Timur, hayata geçirdikleri Nef Arsa şirketiyle yatırımcıyı markalı arsalarla buluşturduklarını kaydederek, “Arsa ile ilgili iki önemli bakışımız var. İlki arsayı sadece parası olan değil, herkes alabilmeli diye düşünüyoruz. İkincisi ‘arsayı al, beklet, değerlenirse kazanırsın’ yaklaşımını yıkıyoruz. Biz, aylık 2 bin 500 lira gibi ulaşılabilir ödeme seçenekleriyle yatırımcılarımıza iyi getiri fırsatı sunuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Özellikle büyük şehirlerde yaşayanların ulaşılabilir fiyatlarla iyi bir yatırım yapmak istediğini belirten Timur, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Şehirden uzakta, doğanın içinde, aynı zamanda çiftlik ve bahçe opsiyonu olarak da kullanılacak arsa talebi sürekli artıyor. İstanbul’a ve İstanbul gibi büyük şehirlere yakın ya da mega projelere ev sahipliği yapan, yanından yöresinden büyük projeler, rotalar geçen şehirlerde yatırım kazancı daha da yüksek olabiliyor. Belli şehirler ise kendi değerlerini oldukça iyi pazarlayarak dikkat çekebiliyor. Sağlam ve karlı yatırım yapmak isteyenler için tüm bu değerlendirmeleri titizlikle yaparak çok iyi çözümler üretiyoruz.”

Timur, Nef’in bir arsanın toprak analizinden yol ve alt yapısına kadar her şeyi ile ilgilendiğini, alınan arsanın boş kalmadığını ve üstüne çiftlik, yurt, ortak çalışma alanları gibi donatılar yaptıklarını anlattı.

“Konutta söz sahibi olmuş bazı firmaların gücünü arsaya da kaydırdıklarını görüyoruz”

Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Profesyonelleri Derneği (GAPAS) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Özcan ise markalaşmanın her ürüne ve hizmete nüfuz ettiğini belirterek, arsa yatırım hizmetlerinin de bu kapsam dışında kalmasının beklenemeyeceğini bildirdi.

Özcan, “2000’li yılların başında ‘markalı konut’ kavramı ile tanışmıştık, devir artık ‘markalı arsa’ devri olma yönünde ilerlemektedir. ‘Marka’ daha çok gücü ve güveni temsil ettiği durumda aynı nitelikteki ürünleri ve hizmetleri hemen ayrıştırma yetisine sahip.” diye konuştu.

Özellikle salgın sürecinde ve sonrasında doğaya kaçma arzusunun ve yükselen konut fiyatlarının insanları kendi arsa ve arazisini alıp çoğu zaman bir göz kulübe yapma gibi bir fikre yönelttiğini dile getiren Özcan, şu ifadeleri kullandı:

“Uzmanlık gerektiren arsa ve arazi yatırımında tüketiciler güvenilecek liman aradı. Konut üretiminde söz sahibi olmuş bazı firmaların, tüketicilerin arsa ve arazi ilgisini değerlendirip markalarının gücünü bu alana da kaydırdıklarını gözlemliyoruz ki bu eğilimin diğer konut markalarını da yakın zamanda aynı yola çekeceğini tahmin ediyoruz. Vatandaşımızın gönül rahatlığıyla arsa/arazi yatırımını yapabilmesi de bu tür markalaşmış ellerin desteğiyle daha kolay olacaktır, süreç hızlanacak ve satışa sunulan bu tür gayrimenkullerin adedi hızlı artacaktır diye düşünüyoruz.”

“Nitelikli arsalar yüksek talep görüyor”

Helmann Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün de gayrimenkul yatırım enstrümanlarının en kârlıları arasında arsanın geldiğini belirterek, doğru yatırım yapıldığında alının çok memnun kaldığını söyledi.

Arsaya olan talebin canlılığı görerek uzun yıllardır bu alana ilgi gösterdiklerini dile getiren Özgün, “Bu nedenle yıllardır inşaat üreten bir şirket olarak arsa projeleri de geliştirmeye başladık. Nitelikli arsa üreten şirketlerin olmadığını düşünerek kurumsal arsa projeleri geliştirmek için harekete geçtik.” diye konuştu.

Arsa satışlarında kurumsal yapıların çok az sayıda olması nedeniyle nitelikli projelerin yüksek talep gördüğünü kaydeden Özgün şunlara vurgu yaptı:

“Zaman zaman arsa satışlarında yaşanan suistimaller yatırımcıları korkutabiliyor. Son dönemde kurumsal markaların bu sektöre yönelmesi yatırımcı için yeni bir kapı araladı. Biz, 2000’li yılların başlarından itibaren inşaat üretimiyle birlikte arsa geliştirme üzerine de çalışıyorduk. Ancak son dönemde bunu Helmann markası altında daha büyük montanlı ve nitelikli projeler hayata geçirerek yapıyoruz. Son olarak Afyonkarahisar’da geliştirdiğimiz projemiz buna bir örnektir. 150 bin metrekare alanda hayata geçirdiğimiz; AVM, otel, termal ve sağlık turizm tesisi, akaryakıt istasyonu gibi alanlarıyla öne çıkan projemizin yanındaki arsalarımızla yatırımcılara; imarlı, tapulu, altyapısı hazır parseller sunuyoruz.”

Özgün, kısa süre içerisinde Ankara Beypazarı’nda toplamda 350 bin metrekare alanda da yeni bir projeye başlayacaklarını kaydederek, taş ve ahşap evlerin bulunacağı projede1.500’e yakın nitelikli arsayı yatırımcı ile buluşturacaklarını bildirdi.

“Artan yatırımcı ilgisi Trakya’da da kurumsal firmaların iştahını kabartıyor”

Son yıllarda en çok arsa satılan bölgeler arasında yer alan Trakya ile ilgili bilgiler veren Çerkezköy Emlakçılar Derneği Başkanı Daimi Tavan, bireysel ve kurumsal yatırımların bölgeye ilgisinin özellikle birkaç yıldır çok fazla arttığını söyledi.

İstanbul’a yakınlığı, Kuzey Marmara Otoyolu ve 1915 Çanakkale Köprüsü gibi ulaşım projeleri, hızla gelişen sanayisi, artan konut ihtiyacı gibi nedenlerle bölgedeki arsaların ilgi gördüğünü dile getiren Tavan, “Başta Tekirdağ olmak üzere Trakya genelinde arsalara kurumsal firmaların da ilgisinin arttığını gözlemliyoruz. Bölgedeki yoğun hareketlilik ve giderek artan yatırımcı ilgisi kurumsal firmaların da iştahını kabartıyor. Ancak kurumsal yatırımlar henüz istenilen düzeyde değil. Zamanla bu ilginin somutlaşacağını ve toplam satışlardan alınan payın giderek artacağını düşünüyorum.” yorumunda bulundu.

Tavan, yatırımcılara, arsayı kimden alırsa alsın mutlaka iyi araştırması gerektiğine dikkati çekti ve “Zaman zaman arsaya dönüştürmeden tarla vasfına sahip araziler hisselendirilerek satılıyor. Bu yatırımcı için problem oluşturabiliyor. Yatırımcılar aldıkları arsanın imara açık, gerçek anlamda imarlı ve ifrazlı olmasına dikkat etmeli.” dedi.

TCMB’den ödemeler dengesi istatistiklerinde yapılan revizyonlara ilişkin duyuru

(AA) – TCMB’den yapılan duyuruda, Türkiye İstatistik Kurumunca turizm istatistiklerinin iyileştirilmesine yönelik Ticaret Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, TCMB ve Bankalararası Kart Merkezi iş birliğiyle yürütülen revizyon çalışması kapsamında yeni veri kaynaklarının sisteme entegre edildiği belirtildi.

Metodolojik iyileştirmelerin gerçekleştirildiği ve 2012’ye kadar geriye dönük turizm istatistiklerinin güncellendiği aktarılan duyuruda, şunlar kaydedildi:

“Revizyon sonrası Ödemeler Dengesi Cari İşlemler Hesabı altındaki hizmetler dengesi/seyahat/gelir kalemi, 2012–2022 ocak-ağustos döneminde toplam 22,4 milyar dolar yukarı yönlü güncellendi. Ayrıca, veri kalitesinin artırılması ve yeni veri kaynaklarının veri derleme sürecine entegrasyonu çalışmaları sonucunda ödemeler dengesi cari işlemler hesabı altındaki birincil gelir dengesi/ücret ödemeleri/gider kalemi, 2017-2022 ocak-ağustos arasında toplam 4,4 milyar dolar aşağı yönlü güncellendi.”

Duyuruda, ayrıntılı veri ve bilgilere Banka’nın ödemeler dengesi istatistikleri sayfasından erişilebildiği ifade edildi.

BM, merkez bankalarını faiz artışlarını durdurmaya çağırdı

(AA) – Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi gelişmiş ülkelerdeki merkez bankalarının faizleri artırmaya devam etmesinin küresel ekonomiyi resesyona ve ardından uzun süreli durgunluğa itme riski taşıdığını bildirdi.

UNCTAD’ın açıkladığı 2022 Ticaret ve Kalkınma Raporu’nda bu yılki küresel büyüme rakamları değerlendirilirken geleceğe dair öngörüler paylaşıldı.

Raporda, gelişmiş ekonomilerdeki hızlı faiz artışları ve mali sıkılaşmanın, Kovid-19 salgını ve Ukrayna’daki savaştan kaynaklı ardı ardına gelen krizlerle birleşerek halihazırda küresel ekonomideki yavaşlamayı gerilemeye dönüştürdüğü ve ekonomide istenen “yumuşak inişin” olası görünmediği belirtildi.

Gelişmiş ekonomilerdeki para ve maliye politikası hamlelerinin dünyayı küresel resesyona ve uzun süreli durgunluğa itme riskini taşıdığına dikkat çekilen raporda, 2008’deki mali krizden ve 2020’deki Kovid-19 şokundan daha kötü zarar verme riski olduğu aktarıldı.

“İhtiyatsız bir kumar”

Raporda, faiz oranlarının son derece düşük olduğu 10 yılda, merkez bankalarının sürekli olarak enflasyon hedeflerinin gerisinde kaldığı ve daha sağlıklı ekonomik büyüme sağlamakta başarısız olduğu anımsatıldı.

UNCTAD’ın raporunda, resesyon yaratmadan daha yüksek faiz oranlarıyla fiyatları aşağı çekebilmeye yönelik herhangi bir düşüncenin “ihtiyatsız bir kumar” olduğu ifade edildi.

Reel ücretlerin düştüğü, mali sıkılaşmanın, finansal çalkantıların ve çok taraflı destek ve koordinasyonun yetersiz olduğu bir dönemde aşırı parasal sıkılaşmanın birçok gelişmekte olan ülke ve bazı gelişmiş ülkelerde durgunluk ve ekonomik istikrarsızlık dönemi başlatabileceğine dikkat çekilen raporda, ABD’deki bu yılki faiz artışlarının Çin hariç gelişmekte olan ülkeler için gelirde tahmini 360 milyar dolarlık azalmaya ve ileride daha fazla soruna neden olabileceği kaydedildi.

Raporda, faiz artırımları yüzünden gelişmekte olan 90 ülkenin ulusal parasının bu yıl dolar karşısında yüzde 10’dan fazla değer kaybettiği vurgulandı.

Küresel ekonomik büyümeye ilişkin beklentilerin kötüleştiği belirtilen raporda, dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 2,5 büyümesinin beklendiği bildirildi. UNCTAD, mart ayında yayımladığı raporda küresel ekonominin 2022’de yüzde 2,6 büyümesinin beklendiğini açıklamıştı.

Raporda, küresel ekonomik büyümenin 2023’te ise yüzde 2,2’ye düşmesinin beklendiği aktarıldı.

“Resesyonu önlemek için hala zaman var”

Rapora ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’ndeki basın toplantısında konuşan UNCTAD Genel Sekreteri Rebeca Grynspan, “Gelişmiş ülkelerdeki para politikaları ve mali uygulamalar, 2008 ve 2020’deki Kovid-19 şokundan daha kötü bir hasara yol açarak dünyayı küresel resesyon ve uzun süreli durgunluğa sürükleme riski taşımaktadır.” dedi.

Grynspan, öngörülen küresel resesyonun önlenmesi için hala zaman olduğuna dikkati çekerek gelişmiş ülkelere mali politikalarını bu doğrultuda yeniden düzenleme çağrısı yaptı.

Meyve suyu ihracatının bu yıl 450 milyon doları aşması bekleniyor

(AA) – MEYED’den yapılan açıklamaya göre, dernek tarafından düzenlenen ve sektörün en önemli yıllık buluşması olan Uluslararası Juiceful İstanbul Summit, Renaissance Polat İstanbul Hotel’de gerçekleştirildi.

Açıklamada, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmaya yer verilen Ozan Diren, Türkiye’nin bu yıl meyve suyunda 450 milyon doları aşan ihracat yapacağını öngördüklerini belirterek, sevindirici bir artış yaşandığını anlattı.

Meyve suyu ihracatının her yıl düzenli olarak yüzde 20-25 arttığını kaydeden Diren, şu bilgileri verdi:

“Daha da önemlisi yerli girdilerle üretim ve ihracat yapan endüstrimiz, net ihracatta çok ileri bir düzeydedir. 500 milyon dolar seviyesini zorlar hale gelen ihracatımız, istikrarlı bir şekilde yüzde 95’ler seviyesinde dış ticaret fazlası vermektedir. Böylesine yüksek bir ekonomik değer üreten endüstrimiz, Türkiye’de 1 milyon çiftçiden alım yaparak tarıma ve kalkınmaya da önemli yararlar sağlamaktadır. İnsan beslenmesi açısından yararları tüm dünyada kabul gören meyve suyu, bahçeden bardağa uzanan değer zinciri içerisinde karbon negatif bir yapı arz eden nadir endüstrilerdendir ve çevreye de yarar sağlar.”

100 bin kişiye yaklaşan doğrudan istihdam

MEYED Yönetim Kurulu Diren, meyve suyu endüstrisinin yıllık bazda toplam 5 milyon dolara varan AR-GE yatırımı yaptığını ve yaklaşık 100 bin kişiye doğrudan istihdam sağladığını kaydederek, şu bilgileri verdi:

“Meyve suyunda küresel pazar yaklaşık 17 milyar dolar düzeyinde. Türkiye, küresel meyve suyu ihracatında 12. sırada. Ülkemiz adına daha da fazlasını hedefliyoruz. Endüstrimiz, rekabetçi yapısının yanı sıra teknik bilgi, mühendislik, AR-GE, teknoloji ve makine gibi alanlarda da dünyada saygın bir yerdedir.

Ülkemizin sürdürülebilir bir doğal zenginliği olan meyve çeşitliliğimiz, rekabet gücümüzü daha da ileriye taşımaktadır. 1 milyar dolar ihracat hedefi koyduk. Doğru tarım politikaları ve sanayi dinamikleri sağlandığı takdirde endüstrimizin 1 milyar dolar ihracat hedefini yakın gelecekte gerçekleştireceğine inanıyoruz.”

Diren, daha uzun vadeli hedeflerinin; “Türkiye’nin küresel pazardan aldığı payı yüzde 10’lar seviyesine taşımak” olduğunu bildirdi.