Kategori arşivi: Ekonomi

Merkez Bankası ocak ayı Uluslararası Yatırım Pozisyonu verilerini açıkladı

(AA) – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ocak ayına ilişkin Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerini açıkladı. 

Buna göre, ocak sonu itibarıyla geçen yılın sonuna kıyasla Türkiye’nin yurt dışı varlıkları yüzde 0,7 azalışla 250,2 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 1,9 artışla 616,4 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP, ocak sonunda eksi 366,2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Net UYP, 2019 sonunda eksi 353 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu.

Aynı dönemde, rezerv varlıklar kalemi yüzde 2,9 azalışla 102,5 milyar dolar, diğer yatırımlar kalemi yüzde 1,1 artışla 96,9 milyar dolar oldu. Diğer yatırımlar alt kalemlerinden bankaların yabancı para ve Türk lirası cinsinden efektif ve mevduatları ise yüzde 2,6 yükselişle 48,7 milyar dolara çıktı.

Doğrudan yatırımlar (sermaye ve diğer sermaye), piyasa değeri ile döviz kurlarındaki değişimlerin de etkisiyle ocakta geçen yılın sonuna göre yüzde 9,6 artarak 182,1 milyar dolara yükseldi.

Portföy yatırımları 133,3 milyar dolar

Portföy yatırımları, ocakta 2019 sonuna göre yüzde 1,9 azalarak 133,3 milyar dolara indi.

Aynı dönemde, yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi stoku yüzde 2,5 artışla 33,4 milyar dolar olurken, yurt dışı yerleşiklerin mülkiyetindeki DİBS stoku yüzde 0,4 yükselişle 15,5 milyar dolar, Hazine’nin tahvil stoku ise (yurt içi yerleşiklerce alınan tahvil stoku düşüldükten sonra) yüzde 6,5 düşüşle 46 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Diğer yatırımlar, ocakta geçen yılın sonuna kıyasla yüzde 0,7 azalarak 301 milyar dolara geriledi. Yurt dışı yerleşiklerin yurt içi yerleşik bankalardaki yabancı para mevduatı yüzde 0,3 azalarak 34,6 milyar dolar, TL mevduatı yüzde 11,5 artarak 15,2 milyar dolar oldu.

Bu dönemde, bankaların toplam kredi stoku yüzde 2,5 azalarak 66,8 milyar dolara, diğer sektörlerin toplam kredi stoku da yüzde 1,2 gerileyerek 96,6 milyar dolara indi.

New York borsası Trump’ın açıklamalarının ardından ralli yaptı

(AA) – New York borsası, ABD Başkanı Donald Trump‘ın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle ülke genelinde “ulusal acil durum” ilan etmesi ve salgınla mücadele için yaklaşık 50 milyar dolarlık acil durum fonunu erişime açılacağını duyurmasının ardından haftanın son işlem gününü ralli yaparak tamamladı.

Kapanışta, Dow Jones endeksi 2000 puana yakın değer kazandı ve yüzde 9,4 artışla 23.185,62 puana yükseldi.

S&P 500 endeksi, yüzde 9,2 artarak 2.711,02 puana ve Nasdaq endeksi yüzde 9,3 yükselişle 7.874,88 puana çıktı. Böylece endeksler, Ekim 2008’den bu yana kaydedilen en yüksek günlük kazancı sağladı.

New York borsası, Kovid-19 salgınına ilişkin endişelerle perşembe gününü sert düşüşle tamamlamış ve piyasalar 1987’den bu yana en büyük kaybını yaşamıştı.

Amerikan borsasındaki bugünkü yükselişte ABD Başkanı Trump’ın açıklamaları etkili oldu. Trump, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle ülke genelinde “ulusal acil durum” ilan ettiğini ve 50 milyar dolara yakın acil durum fonunun erişime açılacağını söyledi. 

Petrol savaşına giren Rusya’yı ekonomide zor bir yıl bekliyor

(AA) – Küresel ekonomik gelişmelerin Rusya ekonomisine etkisine dair sorularını yanıtlayan Rus ankara escort bayan kredi derecelendirme kuruluşu ACRA’nın Kıdemli Analisti Dmitriy Kulikov, Rusya’da bütçenin petrolde varil başına 42,4 dolarlık fiyatın temel alınarak hazırlandığını söyledi. 

Petrol fiyatlarının varil başına 25-30 dolar bandına düşmesinin ardından, tekrar taban fiyatlara yükselmesini beklediklerini anlatan Kulikov, “Fiyatların bu seviyeye dönmesi, stratejik koordinasyona veya tam tersine küresel petrol çankaya escort üreticileri arasındaki stratejik mücadeleye bağlı. Kısmi iyimser seçenekler arasında söz konusu seviyeye bu yıl dönülmesi bulunurken, daha kötümser tahminlerde söz konusu dönüşün 2021 sonuna sarkabileceği bulunuyor.” dedi.

Turistik ziyaretler ve ilgili hizmet ve tüketici ürünlerinin, dünya ekonomisinin yüzde 6 ila 8’ini oluşturduğuna işaret eden Kulikov, “Bu kalemlerin yüzde 25 ila 30 küçülmesi bile küresel ürün ve hizmet üretiminde yüzde 1,5 ila 2 seviyesinde şok yaratır. Böyle bir şok Rusya’nın fiziksel ihracat hacmini yüzde 3 ila 7 azaltabilir ve bu durum da şu anda olduğu gibi kurda, tüketici ve yatırım ürünlerinin ithalatında şok yaratır.” diye konuştu.

2009 ve 2014’de yaşanan süreçlerle kıyaslandığında, döviz şokunun Maliye Bakanlığı’nın politikaları sayesinde daha az hissedileceğini belirten Kolikov, “Ancak daha yumuşak bir döviz şokunda bile fiziksel tüketim ve yatırımda azalma görülmesi muhtemeldir.” dedi.

Mali konularda yaşanacak stresin 2015’e benzer ancak kısa vadeli bir resesyona yol açabileceğini vurgulayan Kolikov, “Bu şartlarda, hane gelirleri en az bir yıl negatife düşer. Ancak bu durum büyük oranda ekonominin kamu sektöründe maaşların ve ödemelerin enflasyona uyarlanmasına yönelik kararlara bağlı olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

“Tüm sektörler acıyı hissedecek”

Merkezi Moskova’da bulunan Yeni Ekonomi Okulu Finans, Yatırımlar ve Bankalar Programı Direktörü Prof. Dr. Oleg Şibanov, petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle Rusya’daki tüm sektörlerin “acıyı” hissedeceğini belirtti.

Hafta başında Moskova Borsası ve Rus rublesinde ciddi değer kayıplarının yaşandığını anımsatan Shibanov, “Ancak, Rus ekonomisindeki çoğu sektör genel olarak dış şartlara bağlı olsa da ithalatçılar asıl sorunları yaşayacak. İhracat fiyatlarındaki düşüş daha zayıf rubleyle desteklenirken, restoranlar, perakende ve turizm gibi sektörler ise korumasız kalacaklar.” dedi.

Rusya’nın makroekonomik istikrarında ise değişim yaşanmayacağını ifade eden Shibanov, “Ulusal Refah Fonu, Maliye Bakanlığı’nın döviz satışlarını önemli bir süre karşılayabilecek durumda. Ekonomik büyüme büyük ihtimalle biraz azalacak, ancak bir bütçe krizi ve/veya dış borç sorunları olmayacak. Rusya bir net “alacaklıdır”. Uluslararası rezervleri hem hükümetin hem de şirketlerin dış borçlarından daha yüksek.” şeklinde konuştu.

Shibanov, Rusya Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı’nın panik yaşanmaması için ilave adımlar attığının altını çizerek, “Bu durumda mali istikrar için bir risk görmüyorum. Hem petrol fiyatlarındaki düşüş hem de koronavirüs ekonomiyi olumsuz yönde etkiliyor, bu nedenle ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 1’in altında olmasını öngörüyorum.” dedi.

Ülkedeki harcanılabilir gelirlerde ise muhtemelen durgunluk yaşanacağını belirten Shibanov, “Son yıllarda ücretler önemli oranda artmıştı, ancak diğer gelir kaynakları düşük faizler ve ekonomik faaliyetlerdeki düşük büyüme nedeniyle bunalımlıydı. Genel olarak harcanılabilir gelirlerin düşeceği veya yüzde 1’in altında artacağı öngörülebilir. Ancak bu durum bazı turistik bölgeler için iyi bir haber anlamına gelir ve Türkiye, ödediğin paranın karşılığını çok iyi alabildiğiniz bir ülke olarak Rus turistler için daha da cazip hale gelebilir.” şeklinde konuştu

Rusya 1-2 yıl direnebilecek düzeyde

ABD merkezli Uluslararası Finans Enstitüsü’nden (IIF) Başekonomist Yardımcısı Elina Ribakova da genel olarak yerel talepteki düşüş nedeniyle Rus ekonomisindeki büyümenin yavaşlayacağı görüşünde.

Daha düşük petrol üretiminin, Rus ekonomisine etkisinin diğer petrol üreticisi ülkelere kıyasla daha düşük olduğunu anlatan Ribakova, “Rusya, 2008 veya 2014’te yaşanan krizlere nazaran çok daha hazır durumda. Bu noktada ön plana çıkan kritik farklılıklar esnek döviz kuru, güvenilir merkez bankası, toplam dış borcun üzerindeki döviz rezervleri ve gayri safi milli hasılanın yüzde 9’una denk gelen mali tamponlar.” dedi.

Ribakova, Rusya Maliye Bakanlığı’nın, petrol fiyatlarının 20-25 dolar bandında olması halinde 6-10 yıl direnç gösterilebileceğine yönelik açıklamalarını hatırlatarak, “Bize göre bu biraz abartı ancak Rusya’nın rezervleri petrolün 30 dolar olması halinde en az 1-2 yıl direnç gösterilebilecek düzeyde.” değerlendirmesinde bulundu.

Rus ekonomisine dair bu yılki büyüme tahminlerini yüzde 0’a düşürmeyi değerlendirdiklerine işaret eden Ribakova, “Koronavirüs nedeniyle yaşanan arz ve talep şoku etkisi Rusya için düşük petrol fiyatlarıyla daha etkili hale geliyor. Ulusal projeler, halk için ekonomik büyümeden daha fazla kritik öneme sahip.” şeklinde konuştu.

Dövizdeki durumun her ülkede turizm açısından hassa bir noktada olduğunun altını çizen Ribakova, “Türk Lirası dahil gelişen piyasalardaki tüm para birimleri baskı altında. Türk yetkililerin mali alanları kullanarak turizm gelirlerindeki etkiyi yumuşatması olası.” dedi.

Enflasyonda ciddi artış beklenmiyor

Rus Ulusal Ekonomi Başkanlık Akademisi (RANEPA) Finans Mühendisliği Kürsüsü Başkanı ve eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Konstantin Korishchenko ise petrol fiyatlarındaki düşüşün yerel ekonomide ciddi bir etki yaratmayacağını söyledi.

Rusya’da hükümetin, halkın ve özel sektörün 2014’te yaşanan krizin ardından kriz ortamına alıştığını belirten Korishchenko, “Makro ekonomik istikrarda önemli bir değişiklik yaşanmayacak. Şoku hafifletmek için bütçe ve mali politikalarda ayarlamalar yapılacak.” diye konuştu.

Korishchenko, Rus ekonomisinde bu yıla ilişkin büyümenin “kesinlikle” yavaşlayacağını vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Belki de büyüme yüzde 0’a yaklaşacak. Ancak bu küresel ekonomideki yavaşlama oranına paralel olacak. Rusya’da enflasyonun ve ithal ürünlerin fiyatının ciddi oranda artması beklenmiyor. Bunun nedeni halkın düşük gerçek gelirleri. Vatandaşlar 2014-2015’te olduğu gibi döviz, daire, araba veya elektronik eşya almaya koşmayacak. Şimdi petrolle ilgili durumun istikrara kavuşmasını, koronavirüs etkisinin gitmesini ve rublenin güçlenmesini bekleyecekler.”

Petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye’nin gaz kontrat maliyetini yüzde 30 azaltabilir

(AA) – İlk olarak Çin‘de ortaya çıkan ve dünyaya hızla yayılan koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle olumsuz etkilenen petrol fiyatlarında, Suudi Arabistan önderliğindeki Petrol İhraç Edenler Örgütüyle (OPEC) Rusya önderliğindeki bazı OPEC dışı petrol üreticilerini kapsayan OPEC+ grubunun geçen haftaki toplantısında petrol üretiminde ek kesinti kararı alınamaması ve Suudi Arabistan’ın gelecek ay ihraç edeceği ham petrol için indirime gitmesiyle daha büyük düşüş gerçekleşti. 

Brent petrolün fiyatı 31,27 dolara kadar gerilerken, Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili 29,46 dolar seviyesine kadar düştü. 

Petrol fiyatlarının kısa ve orta vadede 50 doların altında seyretmeye devam edeceğini öngören uzmanlara göre, fiyatlardaki bu düşüş özellikle petrole endeksli doğal gaz ve LNG fiyatlarını da 6 ila 9 ay içerisinde etkileyecek. 

Global Energy Research (GER) Partners Araştırma ve Strateji Direktörü Emin Emrah Danış, AA muhabirine, OPEC ve Rusya’nın anlaşamaması sebebiyle petrol piyasasında durağanlığın baş gösterdiğini ve petrol talebinin Kovid-19’un yayılmasına bağlı olarak ciddi anlamda düşmeye devam edeceğini söyledi.

Mevcut parametreler ışığında küresel petrol talebinin bu yılın ilk çeyreğinde günlük 2,5 milyon varil gerilemesinin beklendiğini kaydeden Danış, “Kovid-19’daki yayılmanın bundan sonra nasıl bir seyir izleneceğini kestirmek güç. O yüzden, bu hafta başında 30 dolar bandına kadar düşen petrol fiyatlarının da 50 doların altında seyretmeye devam edeceği söylenebilir. Bu durum Türkiye gibi petrolde yaklaşık yüzde 92, doğal gazda ise yüzde 98 ithalata bağımlı ülkelerin enerji ithalat maliyetlerini düşürebilmesi açısından oldukça önemli bir avantaj sağlıyor.” diye konuştu. 

Gaz tarifelerinde indirim getirebilir 

Danış, petrol fiyatlarındaki düşüşü ve etkilerini sadece petrol piyasası açısından değerlendirmemek gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Petrol fiyatlarındaki ve küresel talepteki düşüş doğal gaz ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) fiyatlarında da önümüzdeki aylarda hem bir düşüş hem de Türkiye açısından önemli bir avantajı beraberinde getirecektir. Türkiye’nin Rusya, İran ve Azerbaycan’dan uzun vadeli kontratlarla ithal ettiği doğal gazın fiyatı bir formülle belirleniyor. Burada ham petrol ve işlenmiş petrol ürünlerindeki belirli yüzdelere göre belirlenen fiyatlar, doğal gaz fiyatlarını 6 ila 9 ay geriden gelerek etkiliyor. Türkiye’nin bu yılın ilk çeyreğinde uzun dönemli kontratlarla ithal ettiği gazın fiyatı bin metreküp başına 250-260 dolar seviyesinde. Petrolde düşük fiyat seviyesinin devam etmesi, bu yılın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde söz konusu fiyatların yaklaşık yüzde 30 azalarak bin metreküp başına 180 dolar seviyesine kadar gerilemesini sağlayabilir. Bu da ülkemizin enerji ithalat faturasındaki düşüşü destekleyecektir.” 

Aynı etkinin spot LNG fiyatlarında da görüleceğini anlatan Danış, “LNG fiyatlarındaki düşüşün de devam etmesi durumunda, 2020’nin son çeyreğinde gaz tarifelerinde bir indirim için de imkan ortaya çıkabilir.” dedi.

Danış, doğal gaz piyasasını etkileyecek bu gelişmelerin Türkiye’nin 2021’den itibaren sona eren uzun vadeli gaz alım sözleşmeleri için de çok önemli bir pazarlık unsuru olacağını vurguladı. 

ABD Kongresinden koronavirüsün ekonomik etkisini azaltmak amacıyla yeni tasarı

(AA) – ABD Temsilciler Meclisindeki Demokrat vekiller, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Amerikan halkının üzerinde oluşturduğu ekonomik etkiyi azaltmak amacıyla yeni bir tasarı sundu.

Bugün oylanması beklenen tasarı, virüsten doğrudan etkilenen ABD vatandaşlarına ücretli hastalık izni ve işsizlik ödeneği gibi finansal destek sağlanmasını öngörüyor.

Özellikle salgın sebebiyle faaliyetlerini durduran sektörlerde çalışan ve finansal açıdan zorluk yaşamaya başlayan vatandaşları kapsayacağı belirtilen tasarıda, sağlık sigortalarının genişletilmesi, düşük gelirli ailelere gıda yardımının artırılması ve ücretsiz koronavirüs testi sağlanması gibi imkanlar da sunuluyor.

Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, virüs ile mücadelede finansal ayağın büyük önem taşıdına vurgu yaparak, şunları kaydetti:

“Ülkemizde test edilmesi gereken herkesin bu testleri ücretsiz almadığı sürece koronavirüs ile etkili bir şekilde mücadele edemeyiz. Çalışanlarımız, hastalığın yayılmasından kaçınmak için evde kalmak ve maaşlarını kaybetme lüksü olmayan aileleri arasında korkunç bir seçim yapmak durumunda olduğu için koronavirüs salgınını yavaşlatamıyoruz.”

Demokratların çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisinden kolaylıkla geçmesi beklenen tasarının Senato tarafından kabul edilip edilmeyeceği belirsizliğini koruyor.