Kategori arşivi: Ekonomi

Merkez Bankası rezervleri 102 milyar 376 milyon dolar oldu

(AA) – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)  tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı. Buna göre, 31 Ocak’ta Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 2 milyar 656 milyon dolar azalışla 74 milyar 856 milyon dolara düştü. Brüt döviz rezervleri, 24 Ocak’ta 77 milyar 512 milyon dolar seviyesindeydi. 

Söz konusu dönemde altın rezervleri, 680 milyon dolar artarak 26 milyar 840 milyon dolardan 27 milyar 520 milyon dolara yükseldi. Böylece Merkez Bankasının toplam rezervleri, geçen hafta bir önceki haftaya kıyasla 1 milyar 976 milyon dolar azalışla 104 milyar 352 milyon dolardan 102 milyar 376 milyon dolara düştü. 

‘Türk Kaplanı’nın taliplileri artıyor

(AA) – Endonezya’nın ihtiyaçları için Türkiye’de tasarlanan ve geliştirilen Kaplan MT (Harimau) orta ağırlık sınıfı tankın seri üretimi başlıyor. Tank için yeni ihracat olanaklarına yönelik görüşmeler de sürdürülüyor.

FNSS Üst Yöneticisi Nail Kurt, AA muhabirine, Endonezya’nın savunma sanayisindeki devlet kuruluşu PT Pindad firması ile Endonezya Kara Kuvvetleri için geliştirdikleri Kaplan tankı projesine ilişkin bilgi verdi.

Geçen yılın son günü itibarıyla 18 aracın seri üretiminin nihai sözleşmeye bağlandığını bildiren Kurt, Kaplan tankının seri üretiminin başladığını söyledi. Kurt, bir prototipin yıl sonuna doğru teslim edileceğini, kalan siparişin de büyük ölçüde 2021’de teslimatlarıyla tamamlanacağını belirtti.

Kurt, “Endonezya’dan beklentimiz, projenin tüm hızıyla devam etmesi. Bütçe çalışmaları kapsamında bu yıl içinde ve önümüzdeki yıl ilave siparişlerin alınmasını bekliyoruz.” dedi.

Kaplan tankının çok kullanışlı bir ürün olduğuna işaret eden Kurt, çalışmalar sonunda ortaya zırhlı birliklerin kullanabileceği, gerektiğinde piyadeyle birlikte rahatlıkla hareket edilebilen, ana muharebe tankından daha hafif ve maliyet etkin ama vuruş gücü neredeyse ana muharebe tankına eş değer bir ürün ortaya çıktığını dile getirdi.

“Uzak Doğu’da çok fazla gündemde”

Kurt, tankın bu özellikleriyle bugünün asimetrik savaş ortamında birçok ülkenin dikkatini çektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

“Ana muharebe tankının konuşlandırılması, operasyonel maliyeti çok fazla. Karşınızda ona denk bir güç yoksa fazla oluyor. Kaplan, vurucu gücü, zırh koruması, hareket ve harekat imkanı yüksek ama operasyon maliyeti görece düşük bir ürün. Dolayısıyla çok fazla dikkati çekiyor. ABD’nin 1970’lerde başlatıp, 1980’lerde ortaya çıkartıp, 1990’larda test ettiği böyle bir konsept de var. Sonradan vazgeçilmişti, 4-5 yıldır tekrar ciddi anlamda gündemde. Uzak Doğu’da enteresan şekilde çok fazla gündemde. Endonezya’da böyle bir ihtiyaç ortaya çıktığında ve bunu hükümetler arası bir şemsiye anlaşma altında oradaki ortak firmayla geliştirmeyi kabul ettiğimizde tüm bu verileri dikkate aldık. Bunun sadece Endonezya’ya yönelik değil, zamanı geldiğinde hem Türkiye’ye hem dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir ürün olabileceğini düşündük. Yaptığımız yatırımların arkasında tek bir ülke yok. İlk öncelik Endonezya’ydı. Endonezya kendi tanımlarını, ihtiyaçlarını ortaya çıkardı, ona göre ürün yapıldı. Bu tamamıyla FNSS yaklaşımıdır, terzi usulü her ülkenin kendi ihtiyaçları ürüne adapte edilebilir. Dolayısıyla bu ürün baz alınarak başka ülkelerin ihtiyaçları da hemen değerlendirildi. Çok sayıda ülke bununla ilgileniyor. Bizim açımızdan da sürpriz oldu.”

Yeni ihracat için karar aşaması

Projenin aynı zamanda bir teknoloji transferi olduğuna dikkati çeken Kurt, proje kapsamında Endonezya’ya lisans verdiklerini ve belirli ülkelerin ihtiyaçlarına yönelik söz hakkının ortaklarında olacağını söyledi.

Kurt, halihazırda tankla ilgilenen ülkelerin ana anlaşma kapsamında Endonezya’nın alanında olduğunu ve kendilerine destek verdiklerini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

“2 ülkede daha ciddi ihtiyaç var. Bir tanesi karar aşamasına yaklaşmış durumda. Testler de yapıldı. Bunlardan biri gerçekleşirse 2 dost ülkenin ortak geliştirmesi bir ürünün üçüncü bir ülkeye ihracatının örneğini göreceğiz. Türkiye için de güzel bir örnek olacak. Diğer dost ülkelerle bunu daha da öteye taşımak olası. Ülkelerin ilk maliyetleri tekrar tekrar üstlenmesine gerek yok. Birbirlerine kısıtlayıcı olmayacak, birbirlerini destekleyecek, ilk maliyetleri paylaşacak şekilde 2-3 ülkenin ortaklaşa ürün geliştirmesi çok akılcı bir yaklaşım.” 

Koronavirüs salgını Çin’den gelen kargoları da etkiledi

(AA) – Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından aldığı bilgiye göre, yeni tip koronavirüs salgınına karşı ulaştırma sektöründe de birçok tedbir uygulamaya konuldu.

Bu kapsamda Türk Hava Yollarının (THY), ilk olarak Çin’in Pekin, Guangzou, Şanghay ve Şian kentlerine yönelik uçuşlarını 9 Şubat’a kadar durdurdu, ardından ulusal ve uluslararası otoritelerle değerlendirmelerde bulunarak süreyi ay sonuna kadar uzattı.

Sadece ihtiyaç doğrultusunda sağlık malzemelerinin taşınması için iki ülke arasında özel uçuş gerçekleştiriliyor.

Alınan tedbirler, Çin’den yapılan kargo taşımacılığını da yansıdı.

Çinli firmaların alışveriş siteleri üzerinden verilen siparişlere yönelik Türkiye’ye gelen kargo sayısı, THY’nin uçuşlarını durdurmasının ardından yüzde 90 azalarak günlük 300 torbadan 30 torbaya kadar geriledi.

Türkiye’den internet siteleri üzerinden en çok sipariş Çinli Ali Ekspres ve Ali Baba’dan veriliyor. Özellikle tekstil, elektronik aletler, bijuteri gibi çeşitli ürünler tercih edilen mallar arasında bulunuyor. Satın alınan ürünlerin büyük kısmı uygun maliyetinden dolayı yolcu uçaklarıyla Türkiye’ye ulaşıyor.

Yeni tip koronavirüsün etkisiyle alınan tedbirler sonucu Çin’den söz konusu kargoların gelişi de dururken, bu firmaların Singapur ve Malezya’daki acentelerine verilen siparişlerin Türkiye’ye ulaşmasında ise sorun bulunmuyor.

Altına yatırım ikiye katlandı, mevduatlar 80 milyar lirayı aştı

(AA) – Küresel çapta yaşanan gelişmelerin yatırımcıların güvenli varlıklara yönelmesini beraberinde getirmesiyle yurt içinde gram altının fiyatı geçen yıl 2018’e göre yüzde 33,1 yükselirken, altın mevduatları da ikiye katlanarak 80,2 milyar liraya ulaştı.

ABD-Çin arasındaki ticaret müzakereleri ve buna bağlı olarak küresel ekonomide yavaşlama endişeleri, jeopolitik riskler, Avrupa kaynaklı siyasi belirsizlikler ve Brexit kördüğümüne dair haber akışının piyasalara yön verdiği 2019 yılında, yatırımcı algısında ciddi bozulma yaşandı.

Bu dönemde, merkez bankalarının ekonomilere destekleyici politikalar benimsemesine karşın risk fiyatlamalarının öne çıktığı görülürken, portföy dağılımında altın ve tahvil gibi varlıklar da ağırlık kazandı.

Artan talebin etkisiyle, uluslararası piyasalarda altının onsu geçen yıl yüzde 18,4 artarak 2019’u 1.517,86 dolardan tamamladı. Yurt içinde ise 2018 sonunda 218,1 lira olan altının gram fiyatı, geçen yılı 290,3 liradan tamamladı. Böylece altının gram fiyatı, 2019’da yıllık bazda yüzde 33,1 artış kaydetti.

Dolar/TL ise yüzde 12,4’lük yükselişle geçen yılı 5,9491’den kapatırken, döviz kurundaki yükselişin altındaki kazancın gerisinde kalması, yatırımcıların altın mevduatına yönelmesini sağladı.

Bu gelişmelerle Türkiye’deki altın hesaplarının TL karşılığında 2019’da önemli bir artış yaşandı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, Türkiye’deki altın mevduatları 2019’da bir önceki yıla kıyasla yüzde 100,2 artarak 80 milyar 213 milyon 645 bin liraya ulaştı. Altın mevduatları, 2018 sonunda 40 milyar 73 milyon 962 bin lira düzeyinde bulunuyordu. Bu da mevduatların 40,1 milyar lira artarak iki katına çıktığını ortaya koydu.

İstanbul’da 25,2 milyar liralık altın mevduatı var 

Türkiye’de, geçen yıl en fazla altın mevduatına sahip kent İstanbul oldu. İstanbul’daki altın mevduatlarının karşılığı 25 milyar 329 milyon 39 bin lira olarak hesaplanırken, bu tutar; Türkiye’deki altın mevduatının neredeyse 3’te birinin İstanbul’da bulunduğunu gösterdi.

İstanbul’u 8 milyar 122 milyon 857 bin lirayla Ankara, 4 milyar 389 milyon 995 bin lirayla İzmir ve 2 milyar 838 milyon 831 bin lirayla da Bursa takip etti.

Bu dönemde Konya’da 2 milyar 280,6 milyon liralık, Antalya’da 2 milyar 123,4 milyon liralık, Kocaeli’de 2 milyar 43,3 milyon liralık, Adana’da 1 milyar 268,5 milyon liralık, Balıkesir’de 1 milyar 200,3 milyon liralık, Mersin’de 1 milyar 121 milyon liralık, Eskişehir’de 1 milyar 100,1 milyon liralık, Samsun’da 1 milyar 56 milyon liralık, Kayseri’de 1 milyar 51,7 milyon liralık, Denizli’de 1 milyar 25,2 milyon liralık, Manisa’da 1 milyar 8,6 milyon liralık altın mevduatına yatırım yapıldı.

Böylece altın mevduatı tutarı 1 milyar liranın üzerine çıkan kent sayısı 15 oldu. 

Küresel gelişmelerle altın ve petrol düştü

(DHA) – Altın, ülke ekonomisini coronavirüsün etkisinden korumak amacıyla Çin Merkez Bankası’nın piyasayı fonlayacağına ilişkin açıklamaların ardından hafif düşerken, bu gelişme ile önce yükselen petrol fiyatları, birçok ülkede, Çin’e ve Çin’den uçuşların geçici durdurulacağı yolunda kararlar alındığına ilişkin haberlerle geriledi.

Çin Merkez Bankası danışmanı Ma Jun, Banka’nın ters repo faizinde indirime gitmesinin yeni coronavirüs salgınının reel ekonomi üzerinde yarattığı şoku hafifleteceğini söyledi. Financial News’a konuşan Ma Jun, ters repo faizinin indirilimesinin beklentilerin istikrar kazanması ve finansal piyasa güveninin yeniden tesis edilmesi açısından iyi bir adım oduğunu da vurguladı.

Gelişmeler etkisiyle Türkiye’de akaryakıt fiyatlarını belirmede ölçüt olarak kullanılan Brent ham petrolü, yüzde 1.08 düşüşle 56.01 dolardan, ABD hafif petrolü yüzde 0.52 düşüşle 51.29 dolardan işlem görüyor.

Küresel Emtia piyasalarında;

 – gümüş, yüzde 1.32 düşüşle 17.76 dolardan,

 – altın, yüzde 0.28 düşüşle 1,583.50 dolardan,

 – bakır, yüzde 0.10 artışla 2.51 dolardan,

 – platin, yüzde 0.84 artışla 970.00 dolardan ve

 – paladyum yüzde 0.30 düşüşle 2,218.00 dolardan işlem görüyor.

 İç piyasada ise, gram altın fiyatı 303 liraya, çeyrek altın 496 liraya, Cumhuriyet altını da 2,053  liraya geriledi.